Komşu Gürültüsü
14 Eki 2024
30 Saniyelik Özet
Sulh ve hukuk mahkemesinin vermiş olduğu karara rağmen komşunun bir yıl boyunca gürültüye devam etmesi halinde ise KMK madde 25 gereği Kat Mülkiyetinin Devri Mecburi uygulamasını talep edebilmektedir. Bunun için de mahkemeye başvurulması gerekmektedir.
Komşu gürültüsünde hukuki yollara başvurulabilmesi için gürültünün delillendirilmesi gerekmektedir.
Komşu gürültüsünün kanıtlanması için ses kaydının alınması delil olarak kabul edilmemektedir.
Öncelikli olarak şikayetlerin kolluk kuvvetlerine ve zabıtaya yapılması ve gürültünün tespit edildiğine dair tutanağın alınması gerekmektedir. Bu tutanak açılan mahkemelerde birincil delil olarak kullanıldığı ve genellikle komşu gürültüsünü ispat etmenin en etkili yolu olması sebebi ile çok önemlidir.
Komşu gürültüsü, Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği kapsamında değerlendirilmektedir. Buna göre gürültünün tanımı olarak; kişinin kendi yaşam alışkanlıklarından ve yaşamından kaynaklanan her türlü faaliyetten dolayı oluşan gürültüdür. Bu faaliyetlerin içerisinde yürüme, konuşma, müzik dinleme, kapı ve pencere açma ya da kapama, elektronik aletlerin çalışması, su tesisatının çalışması, asansör, evcil hayvan besleme ve tadilat gibi çeşitler bulunmaktadır.
Komşunun gürültü yapması ve bundan rahatsız olunması halinde bu durumun komşuya bildirilmesi gerekir. Ancak herhangi bir nedenden dolayı komşu ile irtibata geçirememesi durumunda komşuya noter aracılığı ile ihtar gönderilmelidir.
İftardan sonuç alınamadığı durumlarda ise apartman ya da site yönetiminde gürültü yönetmenliğinin bulunup bulunmadığına bakılması gerekmektedir. Eğer gürültü yönetmeliği bulunuyor ise gerekenin yapılması için site ya da apartman yönetimine başvurulması gerekmektedir.
Apartman ya da site yönetiminden de sonuç alınamaması durumunda polise başvurulması gerekmektedir. Polise haber verilmesi halinde Kabahatler Kanunu uyarınca işlem yapılmaktadır. Uygulamada polis memurları sadece komşunun uyarmakla kalsalar da kanunda para cezasının uygulanması gerekmektedir.
Uygulanan para cezasından da sonuç alınamaması durumunda Türk Ceza Kanunu'nda yer alan huzur ve sukunu bozma suçundan işlem yapılabilmesi için mahkemeye başvurulması gerekmektedir. TCK’nın 183. Maddesi uygulanabilmesi için komşunun yaptığı gürültünün kişinin sağlığına zarar verecek ölçüde olması gerekmektedir. bu durumun oluşması halinde ise gürültü yaptığı kanıtlanan komşuya 2 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ya da para cezası uygulanmaktadır.
Gürültü yapan komşular için uygulanabilecek bir diğer yol ise kat Mülkiyeti Kanunu madde 18’de yer almaktadır. Sözü edilen madde açık bir şekilde kat maliklerin hem bağımsız bölümleri hem de ortak alanları kullanırken birbirlerini rahatsız etmemeleri gerektiğini açık bir şekilde bildirmektedir. Hukuki yaptırım için ise söz konusu kanunun 33. maddesi temel alınmaktadır. Bu sebeple de gürültüden rahatsız olan kat maliki bireysel ya da avukatı aracılığı ile bölgesinde bulunan sulh hukuk mahkemesine başvuru yaparak ve gerekli harçları ödeyerek dava açabilir.
Açılacak davada bilirkişi ataması yapılarak tespit yapılacaktır. Bilirkişi yaptığı teknik incelemelerin sonucuna göre gürültü yapan komşunun gerekli ses yalıtımlarını yaptırması ya da gürültünün tahammül sınırlarına çekilmesi için gerekli önlemleri alması gibi sonuçlara varabilir. Bunun yanında 250 lira ile 2 bin lira arasında değişen idari para cezaları da söz konusu olabilir.
Sulh ve hukuk mahkemesinin vermiş olduğu karara rağmen komşunun bir yıl boyunca gürültüye devam etmesi halinde ise KMK madde 25 gereği Kat Mülkiyetinin Devri Mecburi uygulamasını talep edebilmektedir. Bunun için de mahkemeye başvurulması gerekmektedir. Eğer mahkemeye başvuran kişi tek bir kat maliki ise mülkiyetin devri bu kişiye devredilmektedir. Birkaç komşunun birleşerek başvurması durumunda ise mülkiyetin devri tüm komşulara yapılmaktadır.
Kayıtlar
Komşu gürültüsünde hukuki yollara başvurulabilmesi için gürültünün delillendirilmesi gerekmektedir. Bu durumun tespit ve iptalinin zor olmasından dolayı da genellikle kavuşturmaya yer olmadığı ya da takipsizlik kararı ile sonuçlanmaktadır. Bu durumun önlenmesi son derece zor olmasının bir diğer sebebi ise her kayıttın delil olarak kabul edilmemesi riskinin bulunmasıdır. Çünkü hangi koşullarda elde edilen delillerin ne şekilde kabul edileceği kanunlarca belirlenmiştir. Bu koşulların temeli ise kişinin, kişilik haklarının ihlal edilmemesi ve delillerin güvenilir şekilde elde edilmesini sağlamaktır.
Ses Kaydı
Komşu gürültüsünün kanıtlanması için ses kaydının alınması delil olarak kabul edilmemektedir. Komşunun gürültüyü ses kaydına alıp daha sonrasında zabıt tutturması mümkün olmamaktadır. Bu sebeple de desibel kaydı yapan cihazlardan alınan sonuçlar da kullanılamamaktadır.
Video Kaydı
Ses kaydında olduğu gibi video kaydı da kabul edilen deliller içerisinde yer almamaktadır. Bu sebeple de gürültünün ispatına yönelik çekilen özel videoların ya da güvenlik kamerası kameralarının sunulması genellikle mahkemede sonucu etkilemez. Ancak görüntülerin delil ile ilgili kanun maddelerine uygun bir şekilde elde edilmesi halinde mahkeme kararında son derece etkili olmaktadır.
Tanık İfadeleri
Tanık ifadeleri diğer mahkemelerde olduğu gibi komşu gürültüsü için açılan davalarda da taktiri delil niteliği taşımaktadır. Taktiri delil olmasına rağmen hâkim tanığın verdiği ifadenin gerçeğe uygun olduğunu taktir etmesi halinde karar verebilmektedir.
Gürültü Seviyesinin Ölçümü
Gürültü seviyesinin ölçülmesi ve durumun tespit edilmesi mahkeme tarafından atanan bilirkişinin görevi olmaktadır. Bilirkişinin teknik ölçümler ile komşu gürültüsünü tespit edip raporlaması halinde mahkemeye delil olarak sunulmaktadır.
Şikâyet Dilekçeleri
Komşu gürültüsü ile ilgili şikayetlerin ilgili mercilere yapılması son derece önemlidir. Öncelikli olarak şikayetlerin kolluk kuvvetlerine ve zabıtaya yapılması ve gürültünün tespit edildiğine dair tutanağın alınması gerekmektedir. Bu tutanak açılan mahkemelerde birincil delil olarak kullanıldığı ve genellikle komşu gürültüsünü ispat etmenin en etkili yolu olması sebebi ile çok önemlidir. Bu sebeple de komşu gürültüsü sebebi ile zabıta ya da polise başvurulması ve görevlilerin gelmesi durumunda şikâyette bulunan komşunun mutlaka tutanağı alması gerekmektedir. Çünkü genel uygulamada görevliler komşuları uyarmakla yetinmektedir. Ancak bunun işe yaramadığı ve hukuki yollara başvurulmak istendiğinde tutanaklar gerekli olmaktadır.
Noter İhtarnamesi
Gürültü yapan komşuya karşı noter aracılığı ile ihtarname çekmek mahkemede kullanılabilecek en güçlü delillerden birisi olmaktadır. Polis ya da zabıtaya şikayet etmeden önce ihtarnamenin çekilmesi önerilmektedir.